Türkiye’de özellikle son yıllarda alışveriş merkezleri toplumun uğrak yerleri olarak göz önünde bulunmaktadır. Peki bu yaşam merkezlerine doğru açıdan bakabilmeyi keşfedebildik mi sizce?
Uzun yıllar alışveriş merkezi yönetimi tecrübesi olan biri olarak topluma bazı yanlış aktarıldığını fark ettiğim noktaları paylaşmak isterim. Bu konuda aydınlanma yaşamama neden olan şey ise hepimizin artık sıkıldığı hayatımızdan çıksın dediğimiz Covid-19 salgını oldu.
Nasıl yani dediğinizi duyar gibiyim...
Covid-19 2020 yılında Türkiye’de ilk hastanın açıklanması ile hayatımıza girdi ve önlemlerin alınması kaçınılmaz bir durumdu, özellikle birinci yılında zor süreçlerden geçtik. Kapamalar oldu evlerimizde zaman geçirdik, herkes bilmediği yeni özelliğini keşfetti veya geliştirdi. Birçok tecrübe hayatımıza girdi veya pek çok olmazsa olmaz dediğimiz şeyler hayatımızdan kolayca çıkabildi.
Bu yeni düzene alışmaya çalışırken insanlara nelere dikkat edilmesi gerektiği anlatılırken bir kesimin özellikle her vaka artışı dönemlerinde “AVM’ler kapansın” çıkışı esasında ne kadar ezbere konuşulduğunu bana gösterdi. Evet, alışveriş merkezleri trafik alan, insanların uğrak noktaları ancak bunu detaylandırmak gerekli…
Peki, alışveriş merkezlerinin sadece ticari bir alan olmayıp aslında yaşam merkezi olduğunu kaç kişi fark edebiliyoruz; bunun için ezbere değil, merak eden araştıran bir göz ile konuya bakmak gerekli.
Konuyu öncelikle Covid-19 dan başlatarak daha sonrasında diğer yönlerinide ele almak istiyorum;
Covid kurallarının üç temeli olan “maske, mesafe, temizlik” kuralı en nizami alışveriş merkezleri içinde uygulandı ve hala da uygulanmaktadır. Her yerde bu kuralları hatırlatan ikaz eden görevliler ve uyarı levhaları yazıları bulunmakta, mağazalara giriş bölümlerinde maksimum kapasiteler belirlenmiş herkes mesafesini koruyarak alışverişini ve ihtiyaçlarını karşılamakta.
Elbette bunu gerçekten bu işi ciddiye alan Avm’ler için söylüyorum onlarda kendilerini her açıdan belli ediyorlar TSE belgelerine kadar her biri gerekli özveriyi göstererek AVM kapalı alanlarına temiz hava sürkülasyonu sağlayarak bu süreci yaşadılar. Kısacası kurallara net uyulan Türkiye’de ilk üç alan saysanız AVM’ler bu sıralamanın için de olacak belkide ilk sırada yer alacak kuruluşlar olduğunu bizzat deneyim ve gözlemleyen biri olarak söyleyebilirim.
Uygulanan bazı önlemleri ayrıntı olarak aktarmam gerekirse;
Avm’ye ilk giriş kapısına yaklaştığınızda bilgilendirmeler başlıyor ve yollarda mesafe sınırları var, HES kodu ile giriş yapılıyor ve aynı zamanda ateşiniz temassız uzaktan ölçülüyor. İhtiyacınız olacak her alanda dezanfektanlar var merdiven başları koridorlar mağaza giriş çıkışları... Ortak alanlarda dinlenme bölgeleri sınırlandırılmış ve her bir ziyaretçiden sonra yeni ziyaretçiye temizlenerek sunuluyor, buna yürüyen merdivenlerin tutunma bölgelerinide ekleyebiliriz belli aralıklarla sürekli temizleniyor. AVM çalışanlarının HES kodları günlük kontrol ediliyor olası bir durumda bilinçli bir şekilde kendilerini karantinaya alıp aynı konumda çalışan arkadaşlarıda karantinaya giriyor sıfır risk ile markalar ve yönetim ofisleri hayatlarına devam ediyorlar.
Bu süreç iki yıldır devam ederken sosyal medya da veya diğer haber kanallarında Covid önlemleri sırasında bir olumsuz haberine şahit oldunuz mu, ben hiç hatırlamıyorum. Tabi tekrar etmemde fayda olabilir gerçekten tam donanımlı AVM Magazin sayfasında da yer alan yaşam merkezi konseptli alışveriş merkezleri için seçtiğim cümleler bunlar.
Bunun dışında ise; Avmlerin topluma kattığı farklı olgulardan da bahsetmek istiyorum:
Bir AVM’de ortalama 200 marka var, bu da minimum 2000 civarında bir çalışan kişi sayısına denk gelmekte ki bu rakam sadece saha kısmı için geçerli. Aslında istihdama önemli bir değer katmakta ancak ticari taraflarına çok girmek istemiyorum. Yaşamsal değerler ile devam edecek olursam, alışveriş ve yaşam merkezleri aileler için özel günler için çocuklar için sevgililer için vb. birçok ücretsiz etkinlikler düzenlemekteler, söyleşilerle hem günümüz ile ilgili hem de gelecekle ilgili eğitimsel organizasyonlar düzenlemekteler, sinema tiyatro ve sanatsal etkinliklerle insanlara farklı pencereler açmaktalar. Konserlerle spor etkinlikleri ile keyifli kaliteli sosyal imkalar sunmaktalar ve bunların bir çoğu ücretsiz olarak sağlanmakta.
Elbette alışveriş yapıyoruz bu hayatın normali değil mi zaten? İhtiyaçlarımız var ve bunu bilinçli şekilde karşılamamız gerekiyor yine birçok AVM’nin sürdürülebilirlikle ilgili çok özel çalışmaları olduğunu geri dönüşüme önem verdiğini tarım yaptığını söylemem gerek, araştırdığınızda ilk defa duyduğunuz ancak çok kıymetli şeylerin olduğunu göreceğinizden eminim. AVM Magazin sayfasında da sürdürülebilirlik başlığı altında markaların ve Avmlerin bu tarz çalışmaları yer alıyor.
Son olarak bir konuya daha değinmek istiyorum, bir alışveriş merkezi içindeyken kendini güvende hisseden kaç kişiyiz? Ben hissediyorum, neden mi? İçeride güvenlik var ve girişlerde herkes eşit şekilde içeri giriyor yanınızdaki insanın üstünde harici bir şey olmadığından eminsiniz, bir diğer konu içeride sürekli bir sağlık ekibi var olası bir rahatsızlığınızda müdahale için hazırlar. Çocuklar için ücretsiz oyun alanları var yetişkinler için dinlenme veya çalışma alanları var.
Gerçekten Türkiye şartlarında AVM’lere sadece ticaret gözü ile bakmak haksızlık olur. Duyarlılık anlamında da çok iyi durumda Avm’lerimiz var ve insanlara alışveriş dışında da bir çok alanda deneyim sunuyorlar.
Yorum Yap